8 Eylül 2012 Cumartesi

Bu yeni ben de kim, aynada bakıştığım?






*Doç.Dr.Halil Coşkun - w/Başak Şekerpare sırasıyla 132-89-64 kg. 

Ameliyatınızın ilk iki ayı muhtemelen vay sıvı ne yesem, vay püreleri nasıl yapsam, vay ne kadar egzersiz yapmam doğrudur diye geçip gidecek ve siz kuvvetle muhtemel kendinize o kadar çok vakit ayıracaksınız ki gerçekte vakit ayırmanız gereken büyük kısma vaktiniz kalmayacak. Ne zaman ki; sorunsuz biçimde katılara geçeceksiniz, artık yemek ve öğün tercihleriniz otomatik sağlıklı bir düzene oturacak, işte o zaman içinize dönüp bulunduğunuz durumu hazmetmeye ve muhakeme yapmaya başlayacaksınız. 


İnsan ilk aylarda ne olduğunu anlayamıyor gerçekten de. En çok kilo kaybı ilk aylarda (ilk 3 ay maksimum) gerçekleştiği için biraz da onun sarhoşluğuyla ruhunu, aklında neler olup bittiğini pek önemsemiyor. Kendimden biliyorum. İlk ay 22 kilo verdim, hastalıklarım iyileşti ve o kadar mutluydum ki belki bunu hazmetmem gereken bir vakit yaratmadım kendime. İlk 4 ay sonucunda kilo kaybım aşağı yukarı 45'ti. Bu süre zarfında büyük eşşeklik edip mutlu olmanın yanısıra kafamı önüme alıp düşünmedim. Sağlığımı kazandım, kilo verdim, eyvallah fakat bunu güzelce hazmettiğimi itiraf edeyim ki düşünmüyorum. 

Sırf bu nedenle genellikle tüm cerrahlar bu opersyonla paralel giden psikolojik tedavi öneriyorlar fakat hem bu konuda çalışan uzman bulmak zor, hem de keseye göre uzman bulmak zor. O nedenle dediğim gibi şapkanızı önünüze alıp bu süreci hazmetmek için kendinize zaman ayırmalısınız. 






  


Siz bu satırları okuduğunuz sıralarda, ben ameliyatımın 15.ayında ve 64 kiloyum. Ameliyat olmak isteyen hemen herkes bana ameliyattan sonra "ne kadar güzel" olduğumu, ne kadar zamanda kendilerinin de böyle gözükeceklerini soruyor. Size bir sır vereyim. Ameliyatınızdan sonra kilo kaybetmeye başlayınca devamlı kendinizde daha önce görmediğiniz kusurları bulacaksınız. 

Şok haber: ben kendimi şu an güzel bulmuyorum. 132 kiloyla dışarı çıkarken kendini pek bir beğenen ben, şimdi her tarafıma bir kulp takıyorum. Teknik olarak şu kilo ve şu poziyonda dünyanın en rahat insanı olmalıyım değil mi? Ne yazık ki işler öyle yürümüyor dostlar. :)

Kilo verdikçe tatminsizliğiniz artıyor. Şayet başlarda 90 kiloyu göreyim yeter diyorsanız bu 80 oluyor, 70 oluyor, 60 oluyor. Bunun bir sınırı ve tatmini yok. Nerede duracağınızı iyi bilmek ve bu noktada doktorunuzla omuz omuza vermek zorundasınız.

Zayıfladıkça gelen bu özgüven probleminin sebebi; aslında aynadaki siz ile kafanızdaki yıllardır imajı oturan sizin bir türlü birleşmemesi. Bu iki imaj kafanızda birleştiği anda zaten emin olun mutluluğu ve huzuru bulacaksınız. Kafanızdaki siz ile aynadaki siz birleştiği anda eliniz bir daha xxl kıyafetlere gitmeyecek, yiyemeyeceğiniz kadar yemek sipariş etmeyeceksiniz. Hep söylüyorum; ameliyattan sonra kilo vermek-midenizdeki obeziteyi yenmek bir yana, kafanızdaki obeziteyi yenmek diğer yana. 

Bunu da ancak kendinize vakit ayırıp, midenize olduğu kadar beyninize de özen göstererek yapabilirsiniz. Tam olarak kendimi başarılı görmesem de, bu konuda hiç psikolojik destek almamış biri olarak epey ilerlemiş sayıyorum kendimi. 

Ben yaptıysam, siz de yapabilirsiniz. 
Obezite ameliyatları peri masalı değildir, obezite ameliyatları size vücudunuzu tanımanız, sağlıklı bir beslenme sistemi oluşturabilmeniz ve iştahınız konusunda en büyük yardımcıdır. Benden size tavsiye; ameliyat sonraki sürecinizde sadece vücudunuza değil, beyninize ve ruhunuza da hakettiği özeni gösterip obeziteyi hem beyninizden, hem vücudunuzdan defedin. 

İnanın bana vücudunuz yıllarca kendine ait olmayan bu yükleri taşırken, beyniniz de yılların yükünü taşıdı. Sadece siz farkında değildiniz. 

Biraz kendinize vakit ayırıp, ruhunuzu ve beyninizi de yenilemeye ne dersiniz? 
:)